Haftanın Kitapları: 29.12.2010

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

Tim Burton

Noel Gecesi Kâbusu

çev. Barış Pirhasan

İletişim Yayınları, 2010, büyük boy, 44 s.

Hep aynı şeyleri yapmaktan bıkıp usanan Jack İskeletington (“İllallah tırsıtıp ürkütüp korkutmaktan/ Geceleri ‘hörş’ eden bi şey olmaktan”), hayatına heyecan katmak için bir günlüğüne Noel Baba’nın yerine geçmeye karar verir. Jack’in, “Hayatta ‘Bööö!’ demekten başka bi şey bulunmaz mı?” diyerek yola çıkmasıyla neler olduğunu iyi biliyoruz. Ancak, İletişim Yayınlarından çıkan kitabı, 1993 yapımı ve sonrasında dijital olarak yenilenen filmin kitabı olarak değerlendirmek yanlış olur; Noel Gecesi Kâbusu, Tim Burton’ın hikâyeyi film yapma fikrinden önce, 1980’lerde bir şiir olarak yazdığı şekli – çizimlerle birlikte... 

kolektifTotem:Çizgi Roman Yıllığı 2011büyük boy, 80 s.•Berk İybarOyuncunun Günlüğübüyük boy, 62 s.Rodeo Yayıncılık, 2010,

Studio Rodeo tarafından “Rodeo Albümler Dizisi”nin dördüncü kitabı olarak yayımlanan Totem: Çizgi Roman Yıllığı 2011, kolektif bir çalışmanın ürünü. Türkiye, İtalya, Bosna ve Makedonya’dan çizgi romancıları bir araya getiren yıllıkta toplam on altı “çizgi öykü” yer alıyor. Murat Mıhçıoğlu’nun yazdığı, Cem Özüduru’nun çizdiği ve Bahadır Barış Özsoy’un renklendirdiği “Kutsal Çember” isimli bir “totem öyküsü” ile başlayan yıllıktaki öykülerin bazılarına hiç de yabancı değiliz; Yalçın Didman’ın Ayılı Adam’ı ya da Cem Özüduru’nun zombileri gibi... Aynı zamanda, Aralık 2009’dan bu yana FHM Türkiye dergisi sayfalarından hatırlanacak olan “RodErotik Öyküler” de yıllıkta toplu biçimde yer alıyor, “kiminde bir tutam, belli belirsiz; kiminde ise yoğun biçimde erotik duygular”ın olduğu bu öyküler arasında ilk kez yayımlananlar da var; Mister No ile özdeşleşmiş olan Roberto Diso’nun resimlediği gibi... Burada yıllıktaki her öyküden tek tek bahsetmek olanaksız elbette, ama zombi öykülerine ayrılan bölümde, öykü ve çizimlerin Cem Özüduru’ya ait olduğu “Tebessüm”ün, Leonardo da Vinci ve onun Mona Lisa tablosunun bir zombi öyküsünde ne şekilde yer alabileceğine dair gerçekten de ilginç bir öykü olduğunu söyleyebiliriz. Totem bağlamında özellikle vurgulanması gereken ise: Studio Rodeo, Türkiye merkezli özgün çizgi roman çalışmalarına, bir anlamda inatla yer vermeye çalışan bir yayıncılık anlayışının temsilcilerinden biri, ortaya konan işler ortada, ama sırf bu yüzden bile özel bir ilgiyi ve desteği hak ettiği görüşündeyim. Hazır söz açılmışken, Rodeo’dan geçtiğimiz aylarda örneğine sık rastlamadığımız bir kitap daha yayımlandı; Berk İybar’ın Oyuncunun Günlüğü isimli çalışması. Berk İybar’ın da belirttiği gibi, “Önceleri oda büyüklüğünde olan ve beceri olarak abaküsle karşılaştırılan bilgisayarlar 80’lerde Amstrad, Commodore ve ardından Amiga’nın evlere girmesiyle artık tam anlamıyla kişisel bilgisayar (PC) terimini geçerli hale getirmeye başlamışlardı.” Söz konusu “efsanevi” bilgisayarların evlere girmesiyle birlikte, oyun dünyasıyla da yakınlaşmıştık; bir başka deyişle oyun dünyası, aslında yaklaşık otuz yıllık bir maziye sahip ama etkileri bunun çok ötesinde... “Ne diye oyun oynarız ki?” sorusundan hareketle İybar, bilgisayar oyunlarına farklı noktalardan yaklaştığı yazılarını bir araya getirmiş Oyuncunun Günlüğü’nde; bir oyun hangi kriterlere göre iyi olarak nitelendirilebilir, bir kaçış noktası olarak oyunlar, hangi zamanda hangi oyunu oynayacağız, yeni nesil konsollar, simülasyon yaşamlar, acemi şansı, oyunların içindeki sanal reklam uygulamaları gibi... Çağrı Kazancı’nın illüstrasyonlarıyla da zenginleştirilerek sunulan kitapta ayrıca, oyun dünyasıyla bir şekilde ilişkisi bulunan isimlerle yapılmış röportajlar da yer alıyor.

haz. Kadir Aydemir

80’lerde Çocuk Olmak 

Yitik Ülke Yayınları, 2010, 344 s.

80’lerde Çocuk Olmak da, aslında bir 80’ler yıllığı olarak nitelendirilebilir. Kitabı hazırlayan Kadir Aydemir’le birlikte doksan isim, 80’lerle ilgili bir “fenomen” üzerinden anılarını paylaşıyor kitapta; bir anlamda, Voltran’ı oluşturmuşlar diyebiliriz! Üstelik devamı da gelecek; bu “seri”nin ikinci ve son kitabı olarak “90’lar Kitabı” yayına hazırlanıyor, bu sefer “çocuk mu, genç mi” sorusunu da beraberinde sürükleyerek. 80’lerde Çocuk Olmak kitabını “özel” kılan bir diğer unsur da, Yitik Ülke’nin onuncu yılında yayımlanması. 2006 yılında yayınevine de dönüşen Şiir-Edebiyat Sitesi / Şiir, Edebiyat, Kültür Sanat Dergisi Yitik Ülke (www.yitikulke.com), bu yıl kuruluşunun onuncu yılını kutladı.

Buket Uzuner

İstanbullular

çizer: Ayşe Nur Ataysoy

Everest Yayınları, 2010, 128 s.

Buket Uzuner’in ilk olarak 2007 yılında çıkan İstanbullular romanı, sonrasında İngilizce olarak basılmış, hatta “cep boy” olarak da yayımlanmıştı. Şimdi de İstanbullular’ın çizgi roman versiyonu yayımlandı; Buket Uzuner’in birbirinden farklı 15 kişinin, 15 karakterin İstanbul Atatürk Havalimanında bir şekilde yollarının kesişmesinden hareketle bir İstanbul kesiti çıkarmaya çalıştığı romanı, Ayşe Nur Ataysoy’un çizgileriyle bir kez daha –elbette “farklı” bir şekilde– karşımızda...